Gelişmiş ülkelerde giderek azalan enfeksiyon hastalıklarından biri olan şarbon, Bacillus anthracis tarafından oluşturulan, esas olarak koyun, keçi gibi hayvanlarda hastalık yapan bir infeksiyondur. İnsanlara infekte hayvanlardan direkt veya indirekt yolla bulaşabilir. Etkenin vücuda giriş yerine göre deri, barsak ve solunum sistemi şarbonu oluşur. Olguların % 95’i deri şarbonudur. Solunum sistemi şarbonu ile karşılaşıldığında biyolojik terör de akla gelmelidir. Bulaşta infekte hayvanın derisi, eti ve yünü ile doğrudan temas önemlidir.
Bulaş kaynaklarına göre şarbon hastalığı üç ana başlık altında sınıflandırılabilir:
– Endüstriyel şarbon, tarımsal şarbon ve laboratuvar kaynaklı şarbon.
Ülkemizde görülen şarbon olguları tarımsal kaynaklıdır. Hayvanlar arasında enzootik (Enzootik :Bir bölgeye has veya orada sürekli olarak bulunan enfeksiyon, bitki veya hayvan ırkı) olarak görülmektedir.
Şarbonun hayvanlar arasında yayılmasında rol oynayan faktörler:
İnfektif (enfeksiyona yol açan) ot, kök veya hayvan yemleri aracılığı ile mikroorganizmaların ağız yoluyla alınması,
İnfekte karkaslara konan sinekler vasıtasıyla çevrenin kontaminasyonu,
Şarbondan ölen hayvan etlerinin etobur hayvanlar tarafından yenilmesi ile bu hayvanların çıkartıları ile toprağın kontamine edilmesi,
Kontamine etlerden hazırlanan et ve kemik unu gibi yem ve yem katkı maddeleri ile hayvanların beslenmesi,
İnfekte dokularla direkt temas sonucu deri yolu ile bulaşma.
Yapılan bir çalışmada olguların % 92’sinin şarbonlu hayvanın kesilmesi, yüzülmesi gibi işlemler sırasında direkt temasla, % 1.5’inin infekte et yemekle bulaştığı ve % 6 olguda bulaş şeklinin saptanamadığı bildirilmektedir. Bu oranlardan da anlaşılacağı gibi şarbonlu hayvanla direkt temasın kesilmesi durumunda olguların % 90’dan fazlası önlenebilecektir. Şarbon aynı zamanda mevsimsel özellik gösteren bir hastalıktır ülkemizde yapılan bir çalışmada olguların % 89’u yaz ve son bahar aylarında görüldüğü saptanmıştır. Etkenin dış ortam koşullarına oldukça dirençli olması ve sporların onlarca yıl canlılığını muhafaza etmesi nedeniyle meraların kontamine durumu uzun yıllar devam eder. Bu gibi yerlerde hayvanların aşılanması ve şarbondan ölen hayvanların uygun şekilde gömülmesi yeni olguların ortaya çıkmasını engelleyecek önlemlerdir.
Sonuç olarak gelişmiş ülkelerde insanlarda nadir olarak görülen şarbon ülkemiz için hala sorun olmaya devam etmektedir. İnsan şarbon olgularının görülmemesi ve hayvan şarbonunun kontrol altında tutulabilmesi için kurumlar arası “sıkı” işbirliği ve bilgi paylaşımına, özellikle hastalığın görüldüğü yerlerde hayvanların şarbona karşı aşılanmalarına (en az 5 yıl süreyle), kontrolsüz hayvan hareketlerinin önlenmesine, hastalığın çıktığı bölgelerde hayvanlarda karantina uygulanmasına, veteriner hekim kontrolü olmayan mezbaha dışı kaçak hayvan kesimlerinin önlenmesine, şarbon aşısının diğer aşılarla kombine edilmesine ve geliştirilmesine yönelik çalışmaların devamına ve titizlikle takibine ihtiyaç vardır.
Zeynep DİNÇAY
Air Alaşehir Analytik Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı
Kalite Yönetim Birimi Sorumlusu